Biyografi

Büyük Dahi Nikola Tesla

Papaz olan babanın, hiç okumamış olmasına karşın, korkunç bir belleğe sahip olan ve ciltler dolusu yerli ve Avrupa şiir külliyatını ezberden okuyabilen bir annenin beş çocuğundan birisiydi. Daha beş yaşındayken buluş yapmaya başlamıştı. Köylerinde kullanılan su çarklarından çok değişik bir su çarkı icat etmişti. Bu yeni çark köylerindekinin aksine sarsıntısız olarak akarsu üzerinde mükemmel bir şekilde çalışıyordu. İleriki senelerde tasarladığı pervanesiz türbinlerde bu buluşundan esin alacaktı.

Tesla_circa_1890

Çocuk senelerinden itibaren psikologları meşgul eden, tabiat üstü bir özelliğe sahipti. Nikola Tesla’nın anlatımına göre hayaller görüyor ve bunları canlı gibi yaşıyordu. Önceden gördüğü bir olayı veya kafasından geçen bir düşünceyi canlı gibi beyninde yaşıyordu. Kendi istemi dışında, pek çok para psikolojik olaylarla iç içe oluyordu.

Nitekim Nikola Tesla, bu özelliğini kullanarak icatlarını önce beyninde ayrıntılandırıyor, sonra laboratuarında deneyliyordu. Bu sayede devrindeki bilim insanlarının ortaya koyamadığı , düşünemediği hepsi de bugünkü yüksek teknolojinin temellerini oluşturan, hem de bir çoğu da bugün dahi hayata geçirilememiş olan pek çok icadını peş peşe yapmış bulunuyordu. Nikola Tesla, bilimi ve doğaüstü sezileri birleştiren bir mucitti. Mucitlerin mucidi idi. Nikola Tesla’nın papaz olan babası, onun din adamı olmasını istiyordu. O ise, elektrik mühendisi olmak istiyordu. Babasının muhalefetine karşın, Avusturya Graz Politeknik Okulunda bir burs kazanarak buradaki okulda fizik, matematik ve mekanik konularında eğitim almaya başladı. Bir sene okuduktan sonra bursu kesildiği ve ekonomik vaziyeti yetersiz olan ailesinde de destek alamadığı için parasız kalan Nikola Tesla, okulunu bırakmak zorunda kaldı. Bundan sonraki eğitimini nasıl bitirdiği bilinmeyen. Çok okumayı seven Nikola Tesla’nın kendi kendini kütüphanelerde ve okuduğu kitaplarla yetiştirdiği sanılıyor.

Okulu bırakmak zorunda kalan Nikola Tesla, 1881’de Budapeşte’de kurulan Avrupa’nın ilk telefon santralında, çok düşük fiyatla bir iş bularak burada elektrik konularıyla iç içe çalışmaya başladı. O dönemde Amerika’da THOMAS ALVA EDISON , Doğru Akım Elektrik (D/C) sistemini bulmuş ve bir şubesini de Paris’te açmıştı.

Nikola Tesla kısa bir müddet sonra doktorların teşhis koyamadığı sinirsel bir hastalığa yakalandı. Bu hastalık sırasında olacak bir takım şeyleri evvelce görmeye, en ufak sesleri bile çok rahatsız edecek derecede hissetmeye, etraftaki hareket eden her nesnenin titreşimlerinden rahatsız olmaya, güneşten gelen ışınların perdelenmesi ile oluşan manyetik dalgalanmalardan etkilenmeye, velhasıl açıklaması çok zor olan bir hastalık geçirmeye başladı.

Hayli bocalamadan sonra bu hastalığı da atlatıp çalışmalarını sürdürmeye, bilhassa EDISON’un buluş ettiği Doğru Akım (D/C) elektrik motorlarını geliştirmek için yoğun bir gayret harcamaya koyuldu.

Hastalığından kısa bir müddet sonra, hastalığın rehabilitasyonuna yardımcı olmak üzere ona yardımcı olan bir arkadaşı ile park yürüyüşleri sırasında aniden geçirmeye başladığı bir sinirsel kriz sonrasında kafasında çakan fikir kıvılcımlarını o esnada parkta toprağa grafikler halinde çizmeye başladı.

Toprağa çizilen bu grafikler altı yıl sonra Amerika’da Elektrik Mühendisleri Enstitüsündeki tanıtımda Alternatif Akımın (A/C) ve Alternatif Akımlı (A/C) elektrik motorlarının icadının dünyaya tanıtılmasında kullanılan grafiklerdi. Böylelikle Nikola Tesla, en büyük buluş olan Alternatif Akımlı Elektriği dünyamıza kazandıran kişi olmuştu.

EDISON’nun buluş ettiği Doğru Akım (D/C) Elektrik Sistemi, 1881 seneninde aydınlatmada kullanılmaya başlanmıştı. Ancak bunları uzak mesafelere taşımakta ciddi meseleler vardı. Çok büyük kablo kesitleri ve çok yüksek voltaj gereksinimi tek fazlı olması nedeni ile hem ekonomik değildi, hem de tehlike rizikosu yüksekti. Nikola Tesla’nın buluşu Alternatif Akım (A/C) bütün bu mahsurları ortadan kaldırdığı ve çok uzak mesafelere çok fazlı elektriği daha az rizikolarla ve daha ekonomik şekilde ilettiği için büyük bir devrimdi. Endüstri ve refahın yaratıcısı idi. Onun için dünyadaki en büyük buluştu.

1882 seneninde EDISO’nun Paris’teki Continental Şirketi, Avrupa’da doğru akımlı, mevzi aydınlatma işleri yapıyordu. Aynı sene hazanında Nikola Tesla bu şirkette bir iş bularak Paris’e yerleşti. Alternatif Akım (A/C) sözünden pek hoşlanmayan EDISON’nun firmasında mesut olmayan Nikola Tesla Paris’te olması nedeni ile bir sene kadar bu şirkette Elektrik Mühendisi adayı olarak çalıştı. 1883 seneninde EDISON, Almanya’da yaptığı bir istasyon aydınlatma işini, generatör arızası hasebiyle teslim edemediği için büyük bir zararla karşı karşıya kaldı. Büyük bir prim vaadiyle bu işin onarımını Nikola Tesla’ya verdiler. Nikola Tesla muvaffakiyet ile onarımı yapıp işin teslimini sağlamasına rağmen EDISON’nun firması Nikola Tesla’ya vaat ettiği bedeli hiçbir zaman ödemeyerek ilk kazığını atmış oldu. Böylelikle bu ikili arasında uzun yıllar sürecek olan hasmane rekabetin ilk adımı atılmış oldu.

Bu olaydan sonra 1884 seneninde Nikola Tesla işinden istifa ederek, cebinde bilet parası haricinde beş parası olmayan 28 yaşında büyük bir mucit olarak Amerika’nın yolunu tuttu. Buluşu yalnızca kafasının içindeydi ve şu an için ona rastgele bir ekonomik fayda sağlamıyordu.

1884 yılında EDISON 32 yaşında Amerika’nın en büyük mucitlerinden kaba, saba, neşeli,hafif kambur, zeki bir insandı. Newyork’da bir çok caddenin ve hanelerin Doğru Akım (D/C) aydınlatması ile çeşitli gemilerin aydınlatma işini yapıyordu. Ancak uyguladığı teknoloji ve tesisat bugüne göre çok ilkel olduğu için her yerde daimi arıza ve bazen de yangınlar çıkıyordu. Bu arızalarla başa çıkacak yeterli personeli olmadığı için büyük meseleler yaşıyordu. Tam bu esnada Amerika’ya gelmiş olan Nikola Tesla, EDISON’nun yakın bir arkadaşının tavsiye mektubuyla EDISON’dan iş talebiyle EDISON’nun karşısına çıktı. Can havliyle EDISON, Nikola Tesla’yı acil yardım talebinde bulunan bir geminin aydınlatma sisteminin tamirine gönderdi. Nikola Tesla kısa bir vakitte bu tamiri yaparak EDISON’nu deşarj oldu. Böylelikle EDISON’la Amerika’da beraber çalışmaya başladılar. Nikola Tesla işe başladıktan sonra EDISON’nun köhnemiş, demode bir sürü generatörünü onarıp, sistemi çağdaş hale getirmeyi önerdi. Bu işin uzun müddet alacağını bilen EDISON, bu işleri yapması karşılığında Nikola Tesla’ya Ellibin Dolar prim ödeyeceğini vaat etti. Nikola Tesla, aylar süren bir çalışma nihayetinde bütün generatörleri ve sistemi onararak, otomatik kontrol mekanizmaları da ilave ederek çağdaş hale, hem de patent alınabilir vaziyete getirdi. İşin bitiminde Nikola Tesla, her türlü kültürden yoksun, her şeyini yalnızca para kazanmaya odaklamış olan, beşeri değerleri bulunmayan EDISON’a gittikçe vaat edilen Ellibin Dolar primini istedi. EDISON’nun yanıtı ise, “Senin biz Amerikalıların espri anlayışından haberin yok mu?” şeklinde oldu. Başka bir deyişle EDISON, Paris’ten sonra Amerika’da da Nikola Tesla’ya ikinci kazığını atmış oldu. Buna karşılık EDISON pişkince Nikola Tesla’nın 18 Dolar aylığına 10 Dolar zam yapabileceğini öneri etti. Bu olaydan sonra Nikola Tesla, EDISON Firmasından ayrıldı. O andan itibaren aralarında ömür boyu sürecek kıyasıya rekabet başladı.

1884 yılı, Amerika’da büyük bir ekonomik kriz yılıydı. İşyerleri kapanıyor, çok kişi Amerika’da işsizlikle mücadele ediyordu. Bazı zenginler yeni işyeri kurmak için bile insanların peşindeydi. Nikola Tesla’nın namı da bu kişilerce duyulmaya başlanmıştı. O dönem Amerika’da yaygınlaşmaya başlayan aydınlatma işlerini yapmak üzere bu sermayederlerden birileri ile Nikola Tesla New Jersey Rath Way’de Nikola Tesla ELECTRIC LIGHT Şirketini kurarak, Grand Street’te ilk laboratuarını açtı.

Nikola Tesla bu laboratuarda geliştirdiği dayanıklı, daha çok güvenli ve ekonomik olan Nikola Tesla Ark Lambaları üretmeye başladı. İşler rayına oturduktan sonra Nikola Tesla’ya burada da kazık atıldı ve Nikola Tesla emeği karşılığı yalnızca şirketin bir takım pay senetlerini alabildi. Şirket genç olduğu ve ekonomik kriz devam ettiğinden bu payların de hiçbir kazancı olmadığı için Nikola Tesla yeniden beş parasız kalarak Amerikalılardan üçüncü kazığını yemiş oldu. Aynı zamanda ark aydınlatmalarında yaptığı yenilikler nedeniyle yedi patent hakkı ve aydınlatma konusunda başka patentler almıştı. Tabi bu patentlerin şimdilik hayata geçirilme talihi yoktu.

Laboratuarı kapandıktan sonra Nikola Tesla uzun müddet iş bulamadı. Hayatını idame ettirebilmek için çeşitli yerlerde işçi olarak çalıştı. Aç, susuz sokaklarda yatmak zorunda kaldı. Amerika’nın merhametsiz kapitalist sistemi, böyle bir dehayı anlayamamak bir yana, sürekli sömürdü.

1887 yılının Nisan ayında Nikola Tesla’nın şöhretini duyan Western Union Telgraf Şirketi, Nikola Tesla ile Alternatif Akım (A/C) , elektrik motorları ve generatörleri üretmek üzere anlaşma yaptı. Nikola Tesla uzun çalışmalar neticesi 6 ay sonra patent büronuna test edilmesi ve patent verilmesi için iki adet (A/C) motorunu göndermişti. 1892 senesi süresince da hepsi birbirinden özgün kırk patent için de başvurununu yapmıştı.

Patent büronundan sızan bilgiler nedeniyle, bu patentler üniversite ve iş camiasında büyük alaka çekmiş, Nikola Tesla ansızın bire tanınmış olmuştu. O dönemin meşhur iş adamalarından Westinghouse’ın dikkatini çekmiş ve Westinghouse Nikola Tesla’nın laboratuarını ziyaret etmiş ve söylentiye göre; Nikola Tesla’ya Alternatif Akım (A/C) motorlarının patent hakkı için 1 milyon Dolar ve ayrı olarak telif hakkı teklif etmiş. Fakat sonunda ne oldu bilinmez Nikola Tesla, Westinghouse’dan kırk patent karşılığı Altmışbin Dolar almıştır. Aynı zamanda Westinghouse Şirketinde Pittsburg’da 2000 Dolar aylık ile çalışmayı kabul etmiştir. Ayrıca Westinghouse’un imal ettiği A/C motorların her at gücü için 2,5 Dolar alacaktır. Sonra bu değer milyon dolarlara erişince tabi Westinghouse bu parayı ödeyemeyince aralarında ciddi problemler çıkmış ve nihayetinde 12 Milyon Dolara eriştiği söylenen bu patent haklarından vazgeçmeye ikna edilen Nikola TeslaS’ya elindeki anlaşmalar yırttırılarak 216.000 Dolar ödenmiş ve Nikola Tesla bir kez daha üçkağıda getirilmiştir. Westinghouse Fabrikaları da dolu dizgin Nikola Tesla’nın A/C Generatörlerini ve elektrik motorlarını üretmeye devam etmiştir.

1890’ların başlarında Nikola Tesla Amerika’da çok tanınmış kişi bir kişi olmuş. Amerika ve Avrupa’da bilim etraflarına hitaben çeşitli konferanslar vererek buluşlarını tanıtmaya başlamıştır. Bu konferanslarda bugünkü lazerin temelini atan renkli ışık oyunlarını göstermiş ve yeniden bugünkü floresan lambalarda kullanılan gaz içerisinden enerji geçirerek aydınlatma yapan buluşlarını tanıtmıştır.

Bir sonraki gösterisinde , yüksek frekanslı bir enerji kaynağına iletkensiz (telsiz) olarak bağlı bir lambayı tanıtmıştır. Bu lambanın odanın içerisinde taşındığı her noktada yandığı görülmüştür. (Bu alet bugün bile yapılabilmiş değil)

Nikola Tesla, uzay boşluğunda kullanılmayı bekleyen enerjilerin varlığından söz ediyor ve bu enerjilerle herhangi bir tel iletkene ihtiyaç kalmadan elektrik motorlarının çalıştırılabileceğini ve aydınlatmada kullanılabileceğini öne sürüyordu. Yaptığı telsiz aydınlatma ile bunu ispat etmeye çalışıyordu. Keza bir merkezde üretilen elektriğin telsiz olarak, çok uzaklardaki kullanıcılara havadan eriştirebileceğini öne sürüyordu.

Yüz binlerce voltluk, yüksek frekanslı elektriği vücudundan geçirerek yaptığı deneylerden edindiği deneyimlerle yüksek frekanslı akımların insan vücudu üzerinde sıhhatli sonuçlar doğurduğunu göstermiş ve bugün tıpta kullanılan pek çok teknolojinin önünü açmıştır.

1892 yılında geliştirmiş olduğu bir vakum tüpü , yüksek frekanslı akımın tesiriyle elektrostatik ve manyetik tesirlere garip bir şekilde hassasiyet gösteren bir ışın yayınlıyordu. Bu tüple enteresan deneyler yapılabiliyordu. Sözgelişi insan ve diğer canlıların ve nebatların aura

enerjisi renklerinin resmini çeken Kirlian Resim Makineleri bu tüpten esinlenerek buluş edilmiştir. Keza tıpta yoğun olarak kullanılmaktadır.

1893 hazanında Philedelphia’da verdiği bir konferansta radyo yayınlarının ilkelerini izah ederek yeni bir buluş daha sergilemişti. Ancak daha sonraları bu buluşun 1895 seneninde Markoni tarafından yapıldığı öne sürülerek Nikola Tesla’nın buluşuna gölge düşürülmüştür. Aslında radyoyu ve telsiz sinyal mesajımını bulan Nikola Tesla’dır.

Amerika’da Beyaz Saray’a ilk kez 1891 seneninde A/C elektrik tesisatı çekilmişti. Ancak EDISON’nun menfi propagandasının tesiriyle rastgele bir tehlikeye maruz kalmaması için Başkanın elektrik düğmelerine dokunmasına müsaade edilmemişti. Bu görevi odacılar yapmaktaydı. Zira o dönem EDISON Alternatif Akım (A/C) elektrik sistemi ile ilgili çok çirkin menfi propagandalar yapıyordu.

Nikola Tesla çok ehemmiyet verdiği bir bulgu üzerinde çalışmaya başlamıştı. Nikola Tesla’nın kuramına göre, deniz düzeyinin çok üzerinde bulunan gazlar, havası kısmen salıverilmiş tüpler içerisindeki gazlarla benzer özellikler sergiliyordu. Bu sayede mükemmel bir yüksek frekans akım iletkeni işlevi görebilirdi. Şayet doğru bir şekilde atmosferin yüksek tabakalarına, on bin kilometre civarı yüksekliğe yüksek frekanslı akım aktarılabilirse tüm dünyayı ve onu sarmalayan atmosferi tek bir ışıklandırma gibi (güneş gibi) aydınlatmak olasıydı. Ancak bu uygulamayı finansman yokluğu hasebiyle deneyleyemedi. (Bugün buna benzer deneyleri Amerika’nın Nikola Tesla’dan çaldığı bilgilere dayanarak HAARP Projesi isimi altında yürüttüğü öne sürülüyor)

13 Mart 1895 yılında Nikola Tesla’nın Fifth Avenue’de 6 katlı laboratuarında gece yarısından sonra çıkan bir yangınla laboratuar tümüyle yandı ve kül oldu. Laboratuarın yangın sigortası olmaması nedeniyle de Nikola Tesla her şeyini kaybederek iflasın eşiğine geldi. Yangında büyük parasal kaybın yanında, yapılmış olan onca deneylerin teknik raporları ve çok değerli deney makinaları da yok olmuştu. Yangından itibaren Nikola Tesla gözden kayboldu ve belli bir süre kimse kendisine erişemedi.

Laboratuar yangınından bir süre sonra Nikola Tesla, beynelmilel Niagara Komisyonu Finansörü Edward Dean Adams’ın 500.000 Dolarlık yardımı ve Westinghouse’un verdiği bazı makinalarla laboratuarını yine kurdu. Yeni laboratuarındaki gelişmeler sonunda 40km. uzaklıktaki bir gemiye telsiz iletisi göndermeyi muvaffak oldu ve bunun patentini aldı. Elektrik enerjisinin de çok uzak mesafelere telsizle iletilebileceği tezini ileri sürdü. (Ancak bu olay bugüne kadar daha gerçekleşmedi.)

Nikola Tesla, 1898 yılında geliştirdiği telsiz sinyal taşıma yoluyla Mars’la dahi iletişim kurulabileceğini, hareketli sistemlerin uzaktan kumanda ile yönetilebileceğini öne sürüyordu. Bugün bunların hepsi fazlası ile meydana geldi.

1898 seneninde, Nikola Tesla yeni laboratuarında mekanik vibratörler üzerinde deneyler yapıyordu. Bunun için de küçük bir elektromekanik osilatörü (kendiliğinden sinyal üretebilen alet) binanın merkezinde, tavandan tabana kadar inen demiri bir sütuna bağlayarak deneyine başladı. Bu osilatörden yansıyan titreşimler arttıkça laboratuardaki eşyalarda teker teker sırayla titreşmeye başlıyordu. Frekans arttırılınca her şey bir an için duruyor fakat bir süre sonra tekrar eşyaların topluca dansı başlıyordu. Nikola Tesla’nın o an için farkına varamadığı bir şey oldu. Osilatörün bağlı bulunduğu çelik, rözeransa girerek, titreşimi gittikçe güçlendirerek binanın tabanına ve Manhattının tümüne yaymaya, bunun neticeninde da Manhattin’da zelzele olmaya başladı. Camlar kırılıyor, binalar çatlıyor, insanlar sokağa kaçışıyordu. Olayın farkına varan Nikola Tesla osilatörü balyozla parçalayarak depremi durdurabilmişti. Tabi polisle de başı belaya girdi. Yine bir gün cebinde taşıdığı ufak bir osilatörü, inşa halinde olan büyük bir çelik binanın kolonlarından birine saklıca kurarak deneye başladı. Bir süre sonra bütün çelik yapı komple titremeye , kolonlar bükülmeye ve işçiler katlarından atlamaya başlayınca osilatörü oradan söktüğü gibi kimseye görünmeden kaçmaya başladı. Nikola Tesla’nın iddiasına göre bir çalar saat büyüklüğünde osilatör ile koca binaların yıkılabileceği, yaratılacak büyük boyutlu titreşimlerle dünyanın dahi ikiye ayrılabileceğinin olası olduğu idi.

Aynı titreşim sistemi ile denizaltı ve gemi gibi uzaktaki nesnelerin tespit edebileceğini saptamıştı. (Radar Sistemleri)

Mekanik titreşimler ile dünyanın titreşiminin birlikte kullanılarak maden ve petrol rezervlerinin nasıl ortaya çıkarılacağını bulmaya çalışıyordu. Bütün bu araştırmalar ile modern yer altı araştırma tekniklerinin temelini atmış bulunuyordu.

Güneş enerjisinden istifade ile buhar ele geçirmiş ve bu buharla çalışan buharlı makine ile de elektrik üretmişti. 1899 yılında yaptığı bu deneylerin geliştirilerek güneş enerjisinin yaygın bir şekilde kullanılabileceğini ileri sürüyordu.

Kendi kendilerini yönetebilecek olan robotlar tasarlıyordu. Uzaktan kumanda ile uçakların ve gemilerin yönetilmesi üzerinde çalışmalarını sürdürüyordu.

1900 yılında yapay yıldırım yaratma testini başarı ile yaptı. Bu testin gayesi ileride yeni enerji kaynakları bulmaktı. Finansman sağlayamadığı için bu çalışmayı ileri götüremedi.

1902 yılında rüzgar gücünün, enerji imalatında nasıl kullanılacağı, kömür, petrol ve odunun yerini nasıl alacağı konusunda araştırmalar yapıyordu. 1903 seneninde bilgisayarların hayata geçirilmesi için ihtiyaç duyulan olan bir takım çalışmaların patentini almıştı. 1906 seneninde buhar türbinini buluş etmişti.

1917 seneninde bugünkü radarın temellerini atmıştı. 1930’larda saniyede 480km hızla giden uzaktan kumandalı, güdümlü füzelerin yapılabileceğini müdafaa ediyordu ve bunun deneylerini yapıyordu.

Bir yazıya sığmayacak kadar, daha pek çok buluşta bulunmuş olan Nikola Tesla buluşlarının pek çoğu için onlarca patent almış, ama bunların tamamına yakınını parası olmadığı için uygulamaya koyamadığından hep fukara yaşamıştır. Alternatif Akım (A/C) elektrik imalatı ve dağıtımı başta olmak üzere bazı buluşları da deyim caizse kandırılarak elinden alınmış ve Amerikalı zenginler o işlerden çok büyük paralar kazanırken Nikola Tesla çok ufak tutarlarla kanaat etmek zorunda kalmıştır.

Nikola Tesla‘nın buluşlarının çoğunu o günkü Amerika ve Avrupa tam olarak kavrayamamış ve teknoloji yetersizliği nedeni ile de çoğu uygulamaya konulamamıştır. Bugün dahi son zamanlarda yeni yeni uygulanmaya başlayan pek çok ileri teknoloji ürünlerinin çoğu Nikola Tesla’nın buluşlarına göre ve fikirlerine göre üretilmektedir. Nikola Tesla’nın bulduğu radyo, Markoni’ye ve X ışınları Roentgen’e maledilmişti.

Daha pek çok patenti, ufak tefek farklıklarla başkaları tarafından kendi üzerlerine alınarak ticari meta haline getirilmişti. Nikola Tesla’nın buluşları ile Amerika ve Avrupa’da pek çok kişi ve pek çok firma trilyon dolarlar kazanırken Nikola Tesla hep sefalet içinde yaşamıştır. Ara sıra kısa dönemli refaha erdiği zamanlarda, elinden çok ucuza alınan patent gelirlerinden ve A/C elektrik icadındandır.

Nikola Tesla dünyaya gelmiş nadir bir dahi olmakla birlikte asla paraya önem vermeyen, hayatını sürekli laboratuarda ilim ve buluşlarla geçiren biri olarak gaddar Amerikalılar tarafından sürekli ve zalimane kullanılmıştır. Laboratuar aşkı yüzünden de hayatında hiç izdivaç etmemiş.

Nikola Tesla buluşları ve aldığı patentlerin çokluğu ile dünyada eşi olmayan bir dahi idi. Kendini hep bilime ve laboratuarına adadığı için, paha biçilemeyen buluşlarının asla parasal değerini hesaplayamadı. Zira paraya değer vermiyor, yaptıklarını bilim hesabına yapıyordu. Bu yüzde hayatı süresince merhametsiz Amerikan sermayederleri tarafından sömürüldü. Buluşları çalınıp kullanıldı. Hayatının büyük bir bölümü daimi laboratuarında geçiyordu. Bu laboratuar aşkı yüzünden izdivaç etmeye alaka duymadı ve 86 senelik ömrünü bekar olarak yaşadı.

7 Ocak 1943 günü daimi kaldığı New Yorker Otelindeki odasında beş parasız, sefil ve hiç kimsesi olmayan yalnız bir kişi olarak can verdi. Hem de ölüsü, odasında bir gün sonra bulundu. Zira oda kapısına rahatsız etmeyin ikazını taktırmıştı. Nikola Tesla’nın buluşlarının pek çoğu yüksek teknolojinin ürünü olarak daha yakın vakitte uygulanmaya başlandı. Çünkü 1800′ lerin nihayetinde ve 1900’lerin başında o buluşları hayata geçirecek teknoloji gelişmemişti ve Nikola Tesla’ya yeterli finans sağlayan bir devlet kaynağı yoktu.

Bugün modern tıpta kullanılan makinaların ve elektronik sistemlerin pek çoğu Nikola Tesla’nın buluşları üzerine yapılmıştır.

NASA’nın faaliyetleri içerisinde Nikola Tesla‘nın tesiri vardır. Modern uçak endüstrinde, deniz araçlarında, uzaktan kumanda otomasyon sistemlerin de, güdümlü füzeler de hep Nikola Tesla’nın ileri sürdüğü görüşler hakimdir. Radyo, TV, hatta internet gelişiminde, bilgisayarın ortaya çıkışında Nikola Tesla’nın fikirleri vardır.

Yakın vakitte Mars Seyyareninde, yeraltında bulunan buz kütlesi Nikola Tesla’nın keşfetmiş olduğu titreşimli sistemlerin uygulanması ile ortaya çıkarılmıştır. Nikola Tesla bulduğu sistemle yeraltında mevcut tüm madenlerin, petrol ve su gibi kaynakların kolayca keşfedileceğini söylüyordu. Bu olay yakında meydana geldi. Şimdi NASA bu sistemle çöllerde 1 kilometre’den daha derinlerde su bulunabileceğini söylüyor.

Nikola Tesla, bütün buluşlarını hep insanlık hayrı için yapmıştı. Fakat büyük güçler bunların bir bölümünü, kendilerinin kuvvetli olmaları ve dünyaya hakim olma isteği adına ne yazık ki kötü niyetle kullanmaya başladılar. Buna en büyük örnek Amerika’nın Alaska’da 1995’den beri kurmaya başladığı HAARP (High Frequency Active Aurol Research Program) Yüksek Frekanslı Aktif Aurol Araştırma Programı isimli projedir.

Nikola Tesla, 1893 de uzay boşluğunda kullanılabilir enerjiler olduğunu ve bunun telsiz sistemlerle dünyaya aktarılabileceğini ve bir merkezde üretilen elektriğin radyo dalgaları gibi telsiz olarak çok uzak mesafelere eriştirilebileceğini söylüyordu. Boşluk enerjisi için dünyadan iyonosferin belli bir düzeyine yüksek frekanslı akım aktarılarak iyonesferdeki enerjinin açığa çıkarılarak dünyada istenilen noktaya yönlendirilebileceğini öne sürüyordu. Bu çalışma çok masumane bir çalışma olup, başarıya erişmesi halinde dünyayı bugünkü enerji kirliliğinden, korkunç enerji nakil hatlarından kurtaracak çok ileri bir teknoloji olacaktı. Fakat o zaman A/C enerjiye ve nakil hatlarına yatırım yapan büyük güçler bu çalışmayı baltaladılar. Finans gücü olmayan Nikola Tesla’da pes etmek zorunda kaldı. Ölümünden sonra kaybolduğu öne sürülen Nikola Tesla’nın sandıklar dolusu çalışmalarına Amerika saklı servisinin el koyduğu sonradan ortaya çıkmıştır. Bir takım çalışmaları da bir şekilde başkalarının eline geçerek, onlar hesabına patent alınmıştır.

Pentegon uzun yıllar bu bilgi ve belgeler üzerinde çalışarak harp teknolojilerini geliştirmiş olup şimdi de Nikola Tesla’nın iyonesfer enerjisi ile ilgili geliştirdiği projeyi çarpıtarak HAARP projesi isimi altında çok tehlikeli bir şekilde kullandığı öne sürülüyor. HAARP Projesi Amerika Hava ve Deniz Kuvvetleri ile 8 üniversitenin bilim insanları ve Arco Şirketi tarafından yönetiliyor. Resmi izahlara göre, HAARP Projesinin gayesi ;

  1. Denizaltılar ile haberleşmeyi kolaylaştırmak,
  2. Radar sistemlerini geliştirmek,
  3. Çok geniş alanlarda Amerika silahlı gücünün haberleşmesini sağlamak,
  4. Yeraltının topografik haritasını çıkarmak,
  5. Petrol, doğalgaz ve maden yataklarını saptamak,
  6. Alçak irtifadan uçan füze ve hava araçlarını imha etmek.
  7. HAARP Projesi karşıtı olanların iddiası ise;
  8. Dünya abuhavanını değiştirebilirler,
  9. Kutupları eritip yerinden oynatabilirler ,
  10. Ozon tabakası ile oynayabilirler,
  11. Dünyanın çeşitli yerlerinde depremler yaratabilirler,
  12. Umman dalgalarını kontrol edebilirler ,
  13. Dünyanın enerji kuşakları ile oynayarak, insan biyolojisini ve beynini etkileyebilirler,
  14. Işınım yaymadan termonükleer patlama oluşturabilirler,

Dünyada günümüzde yaşanan abuhava farklıklarına, sıklaşan depremlere, insan psikolojisindeki bozukluklara, global ısınmanın ve etraf olaylarının önlenmesinde Amerika’nın lakayt kalışına baktıkça insan neden bütün bunlar olmasın ki diye düşünmüyor değil. Bu konuda iddialar pek çok. 17 Ağustos 1999’da Kocaeli depremine, uzak doğudaki tusunamiye ve daha pek çok tabiat olayına bu projedeki deneylerin yol açtığı ileri sürülüyor.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir