Aziz Nesin Kimdir
Aziz Nesin 20 Aralık 1915’te İstanbul’da doğdu. İki sene Darüşşafaka Lisesi’nde öğrenim gördü. Kuleli Askeri Lisesi’ni bitirdi. Kara Harp Okulu ve Askeri Fen Okulu’ndan mezun oldu. Üsteğmen rütbesindeyken “görev ve yetkisini kötüye kullanmak” suçlamasıyla yargılanıp silahlı güçten uzaklaştırıldı. Bir müddet bakkallık yaptı. Hemen peşinden gazeteciliğe başladı. Yedigün, Karagöz ve Tan Gazetesi’nde çalıştı. Cumhuriyet isimli bir magazin mecmuası yayınladı. Sabahattin Ali ile beraber, Marko Paşa, Bilinen Paşa, Merhum Paşa, Alibaba mizah mecmualarını çıkardı. 1951′de bir kitapçı dükkanı, hemen peşinden bir resim stüdyosu açtı. 1954′ten itibaren Akbaba mizah mecmuasında takma isimlerle mizah öyküleri yazdı.
Aziz Nesin hayatı boyunda 100′ün üzerinde takma isim kullandı. Kemal Tahir‘le beraber Düşün Yayınevi’ni kurdu.Yeni Gazete, Akşam ve Tanin’de köşe yazıları yazdı. Yazarlığı, Lider, Yeni Tanin ve “Ustura” isimli bir mizah eki de hazırladığı Günaydın gazetesinde sürdürdü. 1962′de Zübük isimli mizah mecmuasını çıkardı. 1963′te yayınevinin yanmasının ardından yalnızca yazmaya başladı. 1972′de Çatalca’da kimsesiz çocukların eğitimini gerçekleştirmeyi amaçlayan Nesin Vakfı’nı kurdu. Kitaplarının tüm gelirini bu vakfa bağışladı. 1976-1980 arasında her dalda edebiyat ödülleri veren Nesin Vakfı Edebiyat Seneliği’nı çıkardı. 1979′da seçildiği Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanlığı görevini yıllarca sürdürdü. Yalnızca Türk edebiyatının değil dünya mizah edebiyatının da sayılı isimleri arasında yer alan Aziz Nesin, düşünceleri ve yazıları hasebiyle politik iktidarlardan daimi baskı gördü, gözaltına alındı, yargılandı, sürgün edildi, cezaevlerinde kaldı. 6 Temmuz 1995 tarihinde hayatını kaybetti. Öykülerinde Türk toplumunu teferruatlarıyla yansıtır. Anlatımında halk edebiyatının ana öğelerinden faydalanır. Yer yer masal temasıyla ve mizah aracılığıyla günlük olayları, toplumsal aksaklıkları tenkit eder. Türk edebiyatında modern mizah yazarlığı tekniklerini geliştiren, genç mizah yazarlarının doğmasına yolaçan yazardır.
Yaşar ne yaşar, ne yaşamaz
Nüfus kâğıdı olmadığı için okula kaydolamayan Yaşar, babasıyla birlikte nüfus müdürlüğüne gider. Buradaki memur, babasının tek erkek çocuğu olduğunu onun da Çanakkale’de şehit düştüğünü söyler. Bu hesaba göre annesi, Yaşar’ı yedi yaşında doğurmuştur. Yaşar, bir türlü nüfus kâğıdı alamaz. Yaşar, büyür ve Ayşe isimli bir kızla nişanlanır. Tam izdivaç edeceği sırada asker kaçağı diye götürülür. Yeniden nüfus kâğıdı olmadığı için herkesten fazla askerlik yapar. Köyüne döndüğünde babası can vermiştir. Yaşar, kalıt işleriyle uğraşırken bürokrasiden delirir ve bir yıl hastanede yatar. Bir sürü işe girip çıkan Yaşar, nihayetinde hapishaneye düşer. Yaşar, burada her türlü üç kâğıdı öğrenmiş ve bambaşka bir insan olmuştur artık.